20 Ocak 2017 Cuma

Amerika'da doğum notları

Turistik bir gezi olmamasına rağmen Amerika'da doğum yapmak isteyen insanların birçok sorusuyla karşılaştığım için bu yazıyı da eklemeye karar verdim. Amerika'da doğum yapmak isteyip de cesaret edemeyenler için bazı ipuçları vermek isterim...

2016 Ocak ayında hamile olduğumu öğrendikten birkaç ay sonra acaba Amerika'da mı doğum yapsam diye düşünmeye başladım. Tamamen kafamda taslak olarak beliren bu tasarıyı o kadar çok araştırdım ki gitmesem yaptığım onca araştırmaya yazık olurdu. Amerika'da doğum yaptığınızda insanların en çok sorduğu soru ne kadara mal olduğu oluyor ama bence bu işin çok önemli başka bir boyutu var. Ailenizden uzakta doğum yapacaksınız, doğumdan sonra yakınlarınız, arkadaşlarınız sizi ziyarete gelemeyecekler, hamileliğinizin son dönemlerini yine evinizden uzakta alışık olmadığınız bir yerde geçireceksiniz. Doğum sonrasında bir sürü evrak işini takip edeceksiniz, eşinizin desteği çok ama çok önemli olacak, bütün bunları göğüsleyebileceğinizden eminseniz doğum için gidin. Ekonomik boyutu tabi ki çok önemli, bunun için belli bir bütçe ayırmanız gerekiyor. Eğer bir acenta vasıtasıyla gitmek isterseniz fiyatları kalacak yer hariç 20 bin dolar civarında. Seçtiğiniz eyalete göre fiyatlar değişir. Ben bilgi almak için bu fikir kafamda ilk belirdiğinde birkaç acenta ile görüştüm, sonrasında bu işi kendi başımıza halledeceğimizden emin olduktan sonra vazgeçtim.

İlk önce hangi eyalette doğum yapacağıma karar vermem gerekiyordu, ben nedense en başından beri yakın olduğu için New York istemiştim, hem orada birkaç tane türk doktorun olduğunu duymuştum, rahat olur diye düşündüm. Onun dışında Chicago, Texas, Los Angeles için de araştırdım ama sonuç alamadım. Birkaç arkadaşımdan New Jersey'de Ulaş adında bir doktorun olduğunu duymuştum, zaten google'a amerika doğum yazdığınızda o da ilk çıkan sonuçlardandı. Arayıp kafamdaki soruları sordum, ne kadardı, kalacak yerle ilgili yardım ediyorlar mıydı, vs. 2016 için 6000 dolar civarında bir rakam verdiler. Amerika'daki sistem Türkiye'dekinden çok farklı, devlet hastanesi yok, hastanelerle fatura üzerinden pazarlığa oturuyorsunuz. Yabancı hasta olduğunuz için hastane faturasını ödeyecek sigortanız olmuyor ve 100 bin dolar gibi faturalar çıkarıyorlar, tansiyonunuzu ölçseler bundan ekstra para alıyorlar. Doktora ayrı hastaneye ayrı ödeme yapıyorsunuz.

Türk doktorların dışında başka alternatifler de olsun diye yabancı doktorları da araştırdım. Bunun için zocdoc.com sitesine doğum yapmak istediğiniz eyaleti seçip kadın doğum doktorlarını ve onlara verilen puanları görebiliyorsunuz. Boston'da yaşayan bir arkadaşım olduğu için belki onun yanında olmak benim için daha rahat olur diye düşündüm ama yabancı hastalar için bir hastaneyle anlaşması olan bir doktor bulamadım. Bu da hastaneden gelecek tüm sürpriz dolu faturalara hazır olmak demekti, ve biz buna hazır değildik...

Daha önce Amerika'da doğum yapan bir arkadaşımdan doktorunun bilgilerini aldım, New Jersey'de Fares Diarbakirli adında bir doktor buldum, yapılan yorumlar da gayet iyiydi. Ofisiyle yazışıp paket programlarını öğrendim. Türk doktorlarına göre neredeyse yarı fiyatına mal olacaktı, hem de hastane fiyatı normal doğum ve sezeryan için de sabitti, yani ne ödeyeceğim önceden belliydi. Acaba türk doktor olmasının bir avantajı olur mu diye düşündüm ve New Jersey'de bulduğum 2 türk doktordan daha randevu aldım ve hepsiyle görüştükten sonra karar verdim. Artık New Jersey'ye gideceğim belli olmuştu, uçak bileti ve kalacak yer ayarlamam gerekiyordu.

Hamilelikte uçağa biniş kurallarıyla ilgili yanlış bilinen bazı bilgiler var; normal şartlarda 32. haftaya kadar sorunsuz uçabiliyorsunuz. 36. haftaya kadar doktor izin kağıdınızla uçabiliyorsunuz ve bu haftadan sonra hiçbir havayolu şirketi sizi uçağa almıyor. Tabi eğer sizin kaç haftalık olduğunuzu umursarlarsa... Ben 34. haftada uçağa bindim ve doktordan izin raporumu da getirdim. Uçağa bindim ve hiçbir hostes de gelip kaç haftalık olduğumu sormadı... Ama yine de 32'den sonra doktor raporu almak gerekiyor.

Benim gitmeme bir hafta kala malum 15 Temmuz olayları oldu ve Amerika Türkiye'den gelen uçaklara birkaç gün yasak koydu, yasak kalkana kadar uykusuz geceler geçirdim çünkü ya Avrupa ya Kanada üzerinden gitmem gerekecekti, ben gitmeden 3 gün önce uçuşlar tekrar açıldı ama yaşadığım stresin boyutunu anlamam bile...

New York'a indikten sonra kafamdaki diğer soru işareti de ya beni geri gönderirlerse idi çünkü yasal olarak ben buraya doğum yapmaya geldim diyemiyorsunuz. İş için çok sık Amerika'ya sehayate gidiyordum ve her girişimde mutlaka kaç gün kalacağımı ve ne için geldiğimi soruyorlardı. Bu sefer yine iş için geldim diyecektim, hamileliği sorarlarsa da 25. hafta falan diyecektim, beni orada ultrasona sokacak halleri yoktu. Yanıma 10 günlüğüne yaptırdığım otel rezervasyonunu ve dönüş biletinin kopyasını da aldım. Pasaport kontrol sırasına girdim ve makinelere pasaportumu taratıp memurun karşısına geçtim. Ne şanstır ki memur bir tek soru bile sormadan onaylayıp pasaportumu bana geri verdi :) Gidene kadar o kadar çok şeyin stresini yaşamıştım ki neredeyse havalimanında yerleri öpecektim. Yine de hala acaba vazgeçip beni geri çağırırlar mı diye hemen havalimanından çıkmak istedim, bavulumu aldım ve hemen taksiye atlayıp kalağım eve geçtim. Tabi şimdiki aklım olsa hemen uber yüklerdim, taksiye yaklaşık 160 dolar verdim.

Evimiz New Jersey'deydi. New Jersey hamilelik geçirmek için çok güzel bir yer, her yer yemyeşil, kaldığım evin yakınında bir park vardı ve her gün yürüyüşe gidebildim. Bergen outlet merkezi eve çok yakındı ve tüm alışverişimi orada yaptım. Tüm Amerika'da geçerli olan sorun orada da var, arabanız yoksa siz bir hiçsiniz. Ben yalnız gittiğim için eşim gelene kadar sadece doktora kontrole gideceğim gün araba kiraladım. enterprise.com sitesinden rezervasyon yaptığınızda sizi gelip evden bile alıyorlar.

Hemen bir sonraki gün ayarladığım doktor randevuları için araba kiraladım. Sariye Savcı ve Hüseyin Çopur ile görüştüm,ikisi de Hackensack hastanesinde doğum yaptırıyordu ama hastane için anlaşmalı fiyatları yoktu, hastane ne fatura ederse oydu. Bir sonraki gün de Suriye asıllı amerikalı Fares Diarbakirli'ye gittim. O bana gayet içtenlikle Hackensack hastanesinin ben yabancı hasta olduğum için çok büyük faturalar çıkaracağını ve buna hiç gerek olmadığını söyledi. Zaten Amerika'da belli doğum ve bebek bakım standardı vardı ve her hastane bu standardları tutturmak zorundaydı. Boşuna para verme dedi, Onun anlaşmalı oldu St. Mary's hastanesini ziyaret etmemi ve sonrasında karar vermemi istedi. Söylediği gibi yaptım ve doktordan çıkıp hastaneye gittim. Hackensack kadar cancanlı yeni bir hastane değildi ama kötü de değildi. Hemşireler bana kalacağım odaları ve bebeğin tutulacağı yeri gösterdiler. Kafam karışmıştı, fiyat anlamında yarı yarıya fark ediyordu ama doğumda sorun yaşamak da istemiyordum. Birkaç gün düşündükten sonra Dr. Fares'te karar kıldım.

Amerika'daki doktor hasta iletişimi Türkiye'dekinden biraz farklı, biz Türkiye'de doktora istediğimiz zaman ulaşıp whatsapp'ta bile yazışabiliyorken, Amerika'da doktor size cep telefonunu vermiyor. Eğer bir sorununuz varsa ofisi arıyorsunuz, oradan doktorun telefonuna mesaj düşüyor ve o size ulaşıyor. Ben sorunsuz bir hamilelik geçirdiğim için rutin kontrollerim dışında doktora gitmem gerekmedi. Son haftalarda Dr. Fares artık 2 günde bir kontrole gelmemi istedi, 40. haftayı bulmuştuk ama bebeğin geleceği yoktu. 
Amerika'da doğumla ilgili bilinen yanlışlardan biri de bu konuyla ilgili, gitmeden önce herkes bana Amerika'da kimseye sezeryan yapmadıklarından, zorla da olsa mutlaka normal doğum yaptırdıklarından bahsetmişti. Ben 39. haftadayken doktorum bana bebeğin henüz kanala girmediğini ve eğer istersem artık sezeryanla alabileceğini söyledi. Ben normal doğum için beklemek istedim, 40. hafta kontrolümüzde ise artık bebeğin içerideki suyunun azaldığını ve bu riski alamayacağını söyledi doktorum, hemen bu akşam hastaneye girişinizi yaptırın dedi.

Hastaneye girişi gece 12'den sonra yaparsak bir tam gün kazanmış olacaktık o yüzden doktorumuz öyle yapmamızı tavsiye etti. Bütün gün belki gelir diye bekledik, kilometrelerce yürüyüş yaptık, pilates topunun üzerinde zıp zıp zıpladım ama hepsi boşuna çıktı :) Bebek gelmedi ve biz de hastaneye gidip girişimizi yaptırdık. Bizi tek kişilik bir odaya aldılar, burada bana suni sancı verdiler, bu suni sancı denen şey gerçekten çok fena birşey, gerçek doğum sancısını da çekenler suni sancının daha ağır olduğunu söylüyorlar, bence de çok ağırdı, buna rağmen bende hiçbir açılma olmadı. Doktorum bebeği alabileceğini söyledi ama illa normal doğum yapacağım diye tutturunca 2. suni sancıyı verdiler. bu arada çoktan sabah olmuştu saat öğleye yaklaşıyordu. Yine hiçbir değişiklik olmayınca doktorum telefonla artık daha fazla beklemenin bir anlamı olmadığını ve bebeği almanın en iyisi olduğunu söyledi. Bunu duyunca ne kadar üzüldüm anlatamam. Şimdi aradan o kadar zaman geçince neden kendimi o kadar yıpratmışım diyorum tabi ki :)

Sezeryan doğum sonrasında hemşireler hem bebekle hem de benimle o kadar iyi ilgilendiler ki gerçekten Türkiye'de özel bir hastanede olsam bu kadar iyi bakılmayabilirdim. St Mary's hastenesi hemşirelerine ne kadar teşekkür etsem az, yanımda eşimden başka kimse olmadığı için ameliyatlı bir şekilde bebekle uğraşmak beni çok zorlayabilirdi.

Hastanede bebeğin tüm aşıları ve kontrolleri tamamlandı, sarılığı normalin biraz üzerindeydi ama tam üst sınırda olduğu için çocuk doktoru hastaneden çıkışımıza izin verdi ve 2. günde hastaneden çıkışımızı yaptık.

Doğum sonrası süreç aynı zamanda bebeğin pasaport işlemlerinin de paralelde yürütüldüğü bir süreç oluyor. Oğlum Kerem doğduktan hemen sonra henüz hastaneden çıkmamışken pasaport başvurusu için passpor agency'yi telefonla arayıp expedited service, yani hızlandırılmış servis için randevu aldık. Randevuyu en erken 10 sonrası için verebildiler. Bu hızlandırılmış servisin o zaman yaklaşık 60 usd gibi bir maliyeti vardı, bizim doğumdan sonra bekleyecek çok zamanımıyoktu, herşeyin hızlı olmasını istedik. Hastanede hemen doğumdan sonra bir görevli odanıza gelip size Birth Certificate yani bebeğin doğum belgesi için başvurunuzu da alıyor, eğer onlar gelmiyorsa sizin hastane içinde onların ofislerini bulup yanlarına gitmeniz gerekiyor çünkü Birth Certificate çok kritik, pasaport işlemleri için.

Birth Certificate'in çıkması birkaç gün bulabilir dedikleri için hastaneden çıktıktan sonra biz direk olarak doğumun gerçekleştiği hastananenin bağlı olduğu City Hall'e gittik, durumun aciliyeti bildirdik ve hemen Birth Certificate'imizi alabildik. 

Sıra pasaport için gerekli diğer şeylere gelmişti, form doldurulacaktı ve bebeğin beyaz fonlu biyometrik fotografı çektirilecekti. Amerika vesikalık fotograflar CVS gibi marketlerde çekilebiliyor, gerekli her türlü araç var fotografı da siz çekiyorsunuz, ordaki aygıt da fotografın pasaport başvuru için uygun olup olmadığını bildiriyor. Oğlumuzun 5 günlükken vesikalık fotografı vardı :)

Pasaport başvurusu için görüşme vaktimiz geldiğinde New York'a gittik, çünkü New Jersey'ye en yakın Passport Agency orada. Bebeği de mutlaka görmek istiyorlar başvuru esnasında, tüm evraklarımızı teslim ettikten sonra görevli bize işlemin bittiğini ve yarın gelip pasaportumuzu alabileceğimizi söyledi. New Jersey'den New york'a yolculuk arabayla bile olsa bizi yormuştu, New York'ta otopark bulmak da büyük sıkıntı olduğu için bebekle tekrar yola çıkmak bizim için çok zor olacaktı, o yüzden görevliye ağlayan gözlerle yalvardım aynı gün içerisinde vermeleri için, eğer pasaportumuz bugün çıkarsa hemen uçağa binmek istediğimizi bile söyledi, 2-3 dakika süren bir yalvarma sürecinden sonra görevli en sonunda pes etti, tamam öğleden sonra gelip alabilirsiniz dedi:) Passport Agency'nin karşısındaki Starbucks'a yerleştik ve öğleden sonra tekrar binaya gidip pasaportumuzu teslim aldık, süreç sonlanmıştı, Amerika'ya gelmemizin sebebi olan pasaport avucumuzun içindeydi artık, mutluluğumuz satifsizdi :)

Böylece doğumdan sonraki 10. günde pasaportu almış olduk, 12. günde de uçağa binip Türkiye'ye dönüş yaptık.