Barselona, yani Barça Barça, hayran olduğum ve yaşamak istediğim şehir...
Hem eğlence hem dinlenme, hem deniz hem kültürel hayat olduğu için beni kendine hayran etti, bağımlılık yarattı, tekrar ve tekrar gitmeme neden oldu..
İlk kez 2005 ve 2007 senesinde birkaç günlüğüne ziyaret ettikten sonra bunların bana yetmeyeceğini anlayıp 2008 senesinde 4 aylık bir staj için bu muhteşem şehri seçtim... Daha doğrusu orada yaşayabilmek için elimden geleni yaptım :) Bu 4 ay içerisinde şehri keşfetmek için bol bol zamanım vardı, şehir o kadar canlı bir hayat sundu ki bir dakika bile sıkılmama fırsat vermedi.
Barcelona'ya ilk geldiğimde arkadaşlarımla 3 günlük bir gezi yapmıştık ve görülmesi gereken tüm turistik yerlerini görmüştük. Barcelona katalan bölgesi olduğu için diğer İspanyol şehirlerinden genel anlamda daha farklı, daha zengin ve daha değişik bir havası var.
 |
| La Ramblas |
Sol tarafta da daha sonra özellikle keşfedilmesi gereken ünlü Katedral'in bulunduğu Barri Gotic ve daha da aşağıda Plaza Real var.
Ramblas'ın sonuna geldiğinizde sizi Colon ve Kristof Colomb'un heykeli karşılar, kendisi denizi işaret eder. Oldukça yüksek bu heykelde son derece fotojenik fotoğraflar çekilebilir. Caddeden karşıya geçtiğinizde Port Vell'e ulaşırsınız, ayağınızın altından geçen balıkları seyrederek Maremagnum alışveriş kompleksine gidebilirsiniz. Buranın dışı ayna işlevi gördüğü için, kendi fotoğrafınızı çekmek bir adettir adeta... Maremagnum'un yanında da Akvaryum ve Sinema var.
Sahil yolundan doğru sol tarafa gidiğindiğinde Barceloneta plajı başlar, Barcelona şehir merkezinde denize girilebilen ender yerlerden biri. Buradaki deniz çok temiz olmasa da, plaj gündüz ve akşam her zaman kalabalıktır. Plajın sonlarına doğru Port Olimpico var, 1992 Olimpiyatları'ndan kalan meşhur parlak balığıyla gece gündüz parıldayan bir yer. Burası aynı zaman gece hayatınnda oldukça aktif olduğu bir bölge. Sahilde yer alan Choco ve R&B sevenler için sokağın biraz içerisindeki Catwalk en ünlü gece kluplerinden ikisi... Alt geçitten geçtiğinizde sıra sıra gece klüpleri ve üstlerinde de restaurantlar görebilirsiniz, bu restaurantlarda oturup en güzel patatas bravas'ı yiyebilir, diğer ispanyol mezelerinin tadına bakabilirsiniz.
Sahil ve plaj daha ilerilere kadar devam ediyor ama plajda çırılçıplak insanları plajda top oynarken gördüğünüzde şaşırmayın çünkü burası çıplaklar plajı :) Bogatel ve Mar Bella'ya dikkat. Aslında Barceloneta plajında da böyle bir durumla karşılaşmak imkansız değil, ama insanlar o kadar kendi eğlencelerinin derdinde ve herkes o kadar özgür ki kimsenin umrunda olmuyor böyle bir durum. Barcelona'da aynı zamanda özellikle Katedral'in olduğu bölgede çırılçıplak dolaşan efsanevi bir adam vardı, hala durur mu bilmiyorum :)
Şehrin üst kısmında da görülmesi gereken çok mekan var. Bunların başında şehrin adeta dış mizacını belirlemiş olan Gaudi'nin yapıtları geliyor. La Padrera ve Casa Battlo bunlardan biri ama bence en güzeli ve en eğlencelesi şehrin en tepesinde yer alan Parc Güell. Yürüyerek çıkmak biraz yorucu olabilir, metroyla da ulaşım var. Sanki Disneyland'e gelmişsiniz gibi hissetiren bir ev ve bahçesi.Giriş ücreti yok, serbest gezilebiliyor ve müthiş bir manzarası var.Gaudi'nin diğer önemli eserlerinden biri de 1882 senesinden beri inşaatı devam eden Sagrada Familia. Elleri yukarın kalkmış insan şeklini anımsatan ve kesinlikle görülmesi gereken ilginç bir hikayesi ve mimarisi var.
Şehir merkezinde 2 tane ana meydan var: Ramblas'ın başladığı Plaza Catalunya ve Plaza Espana. Plaza Catalunya hemen yanında kocaman bir El Corte Ingles var, benim yaşadığım ev Plaza Catalunya ve Plaza Espana arasındaydı, Calle Sepulveda üzerinde :) Plaza Espana'nın kendisi çok görülmeye değer olmasa da hemen karşısındaki Magic Fountains ilk gördüğümde beni kendine hayran bıraktı, hemen tüm arkadaşlarımı görmeleri için götürdüm. Burada haftanın belirli günlerinde akşamları klasik müzik eşliğinde harika bir su dansı şovu sunuyor. Sonbaharda cuma ve cumartesi akşamları 7 ile 8.30 arası gösteri devam ediyor, günler mevsime göre değişiklik gösterebiliyor ama.
Barcelona'da mutlaka yapılması gereken bir diğer aktivite de Tibidabo tepesindeki eğlence parkına gitmek. Burası açık hava bir lunapark, ama sadece gidiş yolu bile gayet eğlenceli ve şehrin değişik bir yerini keşfedip en tepeden şehir manzarasını izleme olanağı sunuyor. Tepeye çıktığınızda tarihi bir kilise karşılıyor siz.
Barcelona merkezin dışına çıkacak kadar zaman varsa eğer ve mevsimlerden yazsa, gidilebilecek en güzel ve en yakın plajlardan biri Sitges. Buraya gitmek için Plaza D'Espanya yakınındaki SANT tres istasyonundan trene binerek yaklaşık 30dklık bir seyahat yapmak gerekiyor, ama kesinlikle değer. Sitges için google 'da bir arama yaparsanız, aslında buranın çok ünlü bir gay plajı olduğunu anlarsınız. Küçük, şirin bir merkezi vardır ve denizi gayet güzeldir. Sahile inildiğinde gerçekten sadece gaylerin gittiği yerler var, bunun yanında karma plajlar da var, korkmayın çıplaklar plajı yok:)Eğer Barcelona'da geçirecek yeterli zaman varsa ve araba kiralama imkanı da bulunuyorsa, denize girmek için bir diğer güzel destinasyon da Costa Brava. Burası biraz daha uzak, yaklaşık 2 saatlik engebeli dönmeli bir dağ yolculuğundan sonra ulaşılabiliyor ama buna da değer.
Barcelona'nın işinize yarayabilecek interaktif haritası: http://www.barcelona-tourist-guide.com/en/maps/barcelona-map.html
